AB’nin iç sorunları derinleşiyor

2 Aralık 2019
0 Yorum Yapıldı Yorum Yaz
756 defa okundu. defa okundu.
AB’nin iç sorunları derinleşiyor

BELEMTÜRK TV CANLI YAYIN

Yüzyılın başında bir “Avrupa Federasyonu” veya “Avrupa Birleşik Devletleri” hayali gören Batı Avrupa’daki bütünleşme hareketi, 15 yıldan beri durgunluk içinde. Öncelikle Batı Avrupa’daki bu durgunluğun doğru analiz edilmesi ehemmiyet taşıyor; zira, AB’nin dağıldığı veya dağılmanın arifesinde bulunduğu şeklindeki görüş ve değerlendirmeler gerçeği yansıtmıyor. Doğru olan ifade, AB’nin bir ara dönem, bir nev’i “fetret devri” yaşamakta olduğudur. AB’nin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların bir düzineye yakın sebebi bulunuyor.

Olağan koşullarda Yunanistan’ın avro bölgesinden çıkarılması gerekiyorken, böyle bir adım atılmadı ve avro bölgesine olumsuz etki etmemesi için Yunanistan, cömertçe yardımlarla kurtarıldı. Yapılan değerlendirmelere göre, Yunanistan’ın Maastricht Kriterlerinin gerisine düştüğü için avro bölgesinden ihraç edilmesi, hem diğer para birimleri karşısında avronun büyük ölçüde değer yitirmesine neden olacak hem de benzer sorunları olan diğer ülkeler için de ihraç mekanizmasının işletilmesi gerekecekti. Bu durumla gelecek bir netice olarak avronun değer ve AB’nin imaj kaybı, avro bölgesi ve Avrupa bütünleşmesi adına büyük zararlara neden olabilecekti. Tüm bunlardan kaçınmak için AB tarafından IMF ile birlikte Yunanistan için büyük bir kurtarma programı uygulamaya konuldu. 2008 krizinin etkisi Yunanistan’la sınırlı kalmayarak İspanya, Portekiz, İtalya ve hatta Fransa’yı da derin biçimde etkiledi. Keza, AB’ye yeni katılan ülkeler de ekonomik kriz nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadılar.

Mülteci akını

Avrupa’daki durgunluğun bir diğer sebebi Arap Baharı döneminde siyasi bakımdan istikrarsızlaşan Suriye, Mısır ve Libya gibi ülkelerden, Kuzey Afrika’dan ve kimi Asya ülkelerinden AB ülkelerine yönelen mülteci akını oldu. Adeta yeni bir “kavimler göçü” görünümü taşıyan mülteci akını karşısında AB bir taraftan aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları yaparak düzensiz göçü önlemeye çalıştı; öte yandan da Schengen müktesebatı ile bağdaşmayan biçimde kimi ülkelerde iç sınırlarda pasaport kontrolü uygulamasını devreye soktu. Schengen’e dahil olan 22 AB ülkesinde “kazanımların kaybı” anlamına gelecek şekilde bir geriye gitme yaşandı. Mülteci akınıyla mücadele edebilmek için kimi ülkeler sınırlarına duvar örme ve dikenli tel çekme gibi aşırı uygulamalara giriştiler.

Yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler siyasete de yansıyarak AB üyesi ülkelerde yabancı düşmanı, aşırı milliyetçi, popülist siyasi partilerin kamuoyu desteği arttı. Kimi ülkelerde bu kategoriye dahil edilebilecek marjinal partiler hükümet ortağı oldular. Fransa’da Ulusal Cephe’nin (FN) arkasındaki kamuoyu desteği, partinin cumhurbaşkanı adayının ikinci tura kalmasına neden olacak şekilde yükseldi. Avusturya’da aşırı milliyetçi Özgürlük Partisi (FPÖ) iktidar ortağı oldu. Macaristan ve Polonya’da popülist hükümetler iş başına geldiler. Bu arada merkezde yer alan siyasi partilerin liderleri kamuoyu desteğini korumak ve oyları marjinal partilere kaptırmamak için popülist yahut aşırı milliyetçi söylemi giderek artan şekilde kullanmaya başladılar.

Acil çözüm bekleyen sorunlar artıyor

Günümüzde AB’nin acil çözüm bekleyen sorunları bir düzineyi aşmış durumda. Bunların içinde en dikkat çekeni; bütünleşme hareketinin gelecek perspektifinin ortadan kalkmış olması ve üye ülkelerin ve AB vatandaşlarının örtülü veya açık biçimde kötümser beklentiler içine girmiş olmaları. Üye devletler arasında dayanışmanın azalması, Euro bölgesindeki sorunlar, mülteci akını, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi, aşırı milliyetçi siyasi partilerin güçlenmesi, günümüzde AB’nin en önemli sorunları olarak gözüküyor. Bütünleşme hareketinin geleceği, büyük ölçüde üye devletlerin bu sorunların çözümü konusunda alacakları tutuma bağlı olarak şekillenecektir. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, günümüzde AB’nin karşı karşıya bulunduğu durağanlığı aşmanın yolunu tayin edecek şey, ortak bir çaba ile gelecek perspektifi ortaya konulması veya konulamaması olacaktır.

AB günümüzde dağınık, parçalı, krizlerden olumsuz yönde etkilenmiş ve kötümserliğin etkisinde kalmış bir durumda. Avrupa kuşkuculuğu nedeniyle üye devletler arasındaki görüş ayrılıklarını ortadan kaldırma ve ortak bir vizyon ile yeni hedeflere yönelme mümkün olmamakta. Trump’ın 2017 yılında başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Transatlantik Anlaşması müzakerelerini dondurması, AB’nin ABD ile ticari ilişkilerini de olumsuz yönde etkiledi. AB’nin NATO’dan bağımsız bir savunma örgütlenmesi görüşü eskiden beri Fransa tarafından savunuluyor. Ancak bunun uygulamaya aktarılma ihtimali bulunmuyor. Günümüzde 28 AB ülkesinin 22’si, ABD patronajındaki NATO’nun üyeleridir. NATO dışı alanda ortak savunma ve güvenlik oluşturma çabaları 1998 yılında Saint Malo Mutabakatı ile başlamasına rağmen, ortaya çıkan örgütlenme, üye ülkelerin askerlerinin barış gücü operasyonlarında görevlendirilmesinden öteye geçemedi.

Reklamlar

BELEMTÜRK TV CANLI YAYIN

Ferah 2024Çağrı İnşaateau.de.montagne2Av.Ercan TOKBAKKERIJ
YORUMLAR Bu Yazıya Henüz Yorum Yapılmadı.. Belki İlk Yorumu Sen Yapmalısın..

SOSYAL MEDYA BİZİ TAKİP EDİN