Hollanda’nın Denk Partisi kurucularından ve Denk Partisi milletvekili Tunahan Kuzu, medyada hakkında çıkan iddialar ile ilgili partisinin yaptığı basın açıklamasına kişisel sosyal medya hesabından zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

Bir haftadan fazla bir süre önce, Cumartesi saat 12 civarında telefonum titriyor. Meğer gazeteci Ton F ile ilgili. Van Dijk kimin benim hakkımda sulu bir hikayesi olur. Sonunda yazıldığı suçlamalar beni kötü etkiledi. Bana başka ne vuran şey, “savaş arkadaşım” tarafından politikamı linç etmek için istismar edilmesiydi. Bir haftadır üzgün ve öfkeli bakmamı sağladı. Hayatımın en zor haftası.

Bu politik saçmalıktaki baş oyuncular Öztürk ve ben. Şimdi eski yoldaşlar, savaş arkadaşları ve DENK ‘ in kurucuları. Birlikte aniden siyasi parti kurduk ve parlamento tarihini yazdık. Öztürk kulağımı dikti mi?

Her zaman onu savundum ve onu korudum. ‘ Savaş arkadaşım ‘ tarafından otobüsün önüne atıldığım Mart 30 Mart ‘ ın basın açıklamasını okuyana kadar. Ondan hemen sonra partide bölünme olmayacağını iddia eden üyelerin mektubunu okudum. Hiçbir şey daha az doğru değildir.

Evet, özel hayatımda zor bir dönem geçirdim. Grup üyelerim de dahil sınırlı sayıda kişi bunu biliyordu. Aynı zamanda zor politikaydı. Grubu bir arada tutmanın başrolüm olduğu iç çatışmalar. Zor da olsa ve bunun için fedakarlıklar yapsam, başardım.

2019 yılı felaket kampanyalarının değerlendirmesinde, içerik noktalarımızı daha da yükselteceğimiz konusunda anlaşmayı yaptık. Sonraki hafta içinde, karşılaştığı herkesle kasten yüz yüzleşmek isteyen Öztürk ‘ ün üç katına çıktı. Bu yetmezmiş gibi basın memurumuza onay almadan basın açıklamasını çıkarması için baskı uyguladı ve ikinci oda yönetim kuruluna dırdır eden bir mektup hazırlaması için bir grup çalışanı var. Haftalık Kamerüyeleri toplantısında Öztürk ‘ e uyarı geldi.

2019 yaz tatilinden sonra tahriş artmaya devam etti. Öztürk gittikçe daha fazla gitti, siyasi liderliğimi baltaladı ve kendini oda kesirinde yan yola koydu. İkinci Odada zar zor tartışmalar yaptı. Bu arada dernekteki baskın pozisyonunu genişletmeye çalışıyordu. Örneğin, gruptan bilgi ve izni olmadan bir seçim programı komitesi ve aday komitesi kurdu.

Öztürk ‘ te Azarkan ve ben uçaktan İstanbul ‘ a bir selfie gönderdiğimizde DENK ‘ in whatsapp grubuna çekim attık. ” Nereye?” diye sordu şaşırdım. İstanbul ‘ da belli ki partinin siyasi ve geleceğini konuştuk. Karşılığında Azarkan parti kurulundan kayıtlı bir mektup aldı. İstanbul ‘ dan gönderilen yolculuk ve tweetlerin partiye zararlı olacağını ve kurulun bunu araştırması gerektiğini söyledi.

Sürprizim rahatsızlığa yer açmış. Kurulun sayın Öztürk ‘ ün bir grup üyesini başkan olarak araştırması kabul edilemez olduğunu düşündüm. Azarkan ‘ ın ihlaline atladım ve yönetim kurulu mektubu geri çekmeye zorladım. Çok fazla huysuzlukla, mektup sonunda geri çekildi.

Milletvekilleriyle haftalık istişarelerde yaşanan gerginlik o dönemde azalmıştı. Noel resinden hemen sonra Öztürk benimle sohbete başladı. Beni kaybettiğini anlamadı. Azarkan ‘ ın benimle ilgili beni kara tablosuz kılan bir şey olması gerektiğini önerdi, durum bu değildi. Öztürk ‘ ün yok ettiğim karakteristik komplo teorileri.

Çok geç değil parti kurulundan bana ‘özel atmosferimde iş’ hakkında konuşmak istedikleri bir e-posta aldım. Özel hayatımın tüm aptal bir fındık kurulunu ilgilendirmediğini ama Öztürk ‘ ün benimle bu konuda konuşmakta özgürdü diye tepki verdim.

O konuşma geldi. 2018. yılından bir konuyu gündeme getirdi. Hikayenin benim tarafımı da biliyordu ve o zamanlar ayrıntılı olarak konuşmuştuk. Bana hiçbir ipucu yokken Arib ‘ in bunu bileceğini söyledi. Öztürk, Arib ‘ in seçimlerden hemen önce düşüncesini sabote etmek için bunu sızdıracağına inandı. Arib ‘ in olmadığını anlamıyordu ama kendisi sabote etmeye başladı. Bu konuyu sadece sırdaşları aracılığıyla bilerek yaymakla kalmamış, aynı zamanda sırdaşları tarafından aktif olarak yayılan dedikoduları da fantezisini kurdu. Hatta o kadar ileri gitti ki, açık bir yalan olan görüntüler olacağını iddia etti. Kim diyorsa ispatlamalı diye ısrar ettim. O kanıt hiç gelmedi.

16 Mart ‘ta Apeldoorn’ da buluştuk. Sözlü olarak iletişim kuran tek şey whatsapp konuşmasından bir parça oldu. O whatsapp sohbeti, dedikodu ve Arib ‘ in sözde tehdidi kurulun beni liste traktör olarak istememesi için yeterli bir sebep oldu. Öztürk tam anlamıyla: ‘Kurultayı liste traktör olarak istemiyorsun’ dedi. Azarkan öyle değil, bana şantaj yapan Öztürk. Kurulun kendi planını çizebileceğini belirttim. Güneşin kar gibi güvenim yok oldu ve 21 Mart ‘ ı bırakacağımı ilan etmeye karar verdim.

Bir hafta önce, 28 Mart Cumartesi öğleden sonra telefonum titriyordu. Gazeteci: “Neden bıraktığınızı biliyorum”. makale, aslında şüphelendiğim şeyi açıkça ifade ediyor, yani Öztürk ‘ ün beni alt etmek için bu davayı kendisi yetiştirdi. Sadece sınır ötesi davranış suçlamasından dolayı üzgün olmakla kalmadım, aynı zamanda kardeşim dediğim adamın bu konuda çalıştığı için daha da çok üzüldüm. Kardeş cinayeti en acısı.

Öztürk geçtiğimiz birkaç gün içinde DENK ve yerel temsilcilerimiz çerçevesinde görüşü etkilemek için elinden geleni yaptı. Başarılı olamayacak. Çünkü düşünmek Kuzu ‘ dan daha fazlası. Düşünmek kesinlikle Öztürk ‘ ten daha fazlası. Duyulmayan tüm insanların sesi olduğunu düşünüyorum. Düşün, 2017 yılında ilk seçimlerde çeyrek milyon seçmen sahibi olan bir partidir. Öztürk ‘ün sakalına değil, Kuzu ( 126.000 oy ) ve Azarkan’ ın (60.000 oy) hikayesine yaklaştı. Düşün, üye toplantısında son sözü olan 4000 üyenin olduğu bir partidir.

Genel Üyeler toplantısına yasal olarak eşit olan ve corona tedbirleri nedeniyle maalesef 6 Haziran ‘ dan önce gerçekleşmeyecek olan üyeler bu konuyu değerlendirebilir. Ayrıca, hikayenin kendi tarafıma anlatmak ve üyeleri matendikiş ‘ in düşünmenin temel değeri olmadığına ikna etmek için burada olacağım.

Geçen hafta kemerin altına gönül koymak için mesaj atan herkese teşekkür ederim. Bu reklam olmasına rağmen birçok destek ifadesi beni kalbimin derinliklerine vurdu. Özellikle eşim ve güçlü tutan aileme övgü. Hayatımın en zor haftasında benimle dayanışma gösteren tüm insanlara Nietzsche ‘ nin çok güzel söylediklerini söylüyorum: ” Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir!”