Değerli Meslektaşlarım,
Sayın Konuklar,
Değerli Basın Mensupları,

Bugün burada 200 binden fazla şehit verdiğimiz ve vatan uğruna bir kuşağı yitirdiğimiz Çanakkale Zaferi’nin 101. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle toplanmış bulunuyoruz.

İlgili bütün ulusların tarihinde derin izler bırakan Çanakkale Deniz Zaferi, Ulu Önder Atatürk’ün askeri dehası, cesareti ve Türk milletine olan inancı sayesinde, vatanı için hayatlarını gözlerini kırpmadan feda eden tüm şehitlerimizin asil mücadelesi sayesinde kazanılmış ve bir milletin kaderinin değişmesine zemin hazırlamıştır.

Tüm imkânsızlıklara rağmen elde edilen bu zafer, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasına ve Cumhuriyetimizin kurulmasına giden yolu açmıştır.

Bugün burada, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de şehit düşen tüm Mehmetçikleri ve istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, şükran, minnet ve saygıyla bir defa daha anıyoruz.

Çanakkale’de şehitlerimizle birlikte yatan binlerce yabancı asker de, savaşın acı sonuçlarını ve barışın önemini tüm dünyaya hatırlatmaktadır. Ulu önderimizin de en veciz şekilde söylediği gibi “Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır”.

Değerli Misafirler,

Çanakkale Savaşı gibi yüzbinlerce askerin şehit olduğu korkunç bir savaşın akabinde dahi, barış mesajları vermeyi başarabilen asil milletimiz maalesef yıllardır terör belasıyla çetin ve kararlı bir mücadele içindedir.

30 bini aşkın insanımızı katleden PKK terör örgütüyle mücadelede şehit düşen kahraman askerlerimizi, polislerimizi, kamu görevlilerimizi bu vesileyle rahmet ve saygıyla anıyoruz. Mekânları cennet olsun.

Son olarak yaşadığımız Ankara saldırısını da buradan lanetle kınıyor, hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Halihazırda bu çetin mücadelede hayatlarını ortaya koyan güvenlik görevlilerimize, bölgede zor şartlarda görev yapmakta olan doktorlarımıza, öğretmenlerimize ve diğer kamu görevlilerimize ve bölge halkına da buradan seslenerek yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyor ve minnetlerimizi sunuyorum.

Değerli Konuklar,

Yüce Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesi ışığında dış politikasını oluşturan Türkiye Cumhuriyeti, maalesef vatanına şerefle hizmet etmekten başka bir kaygısı olmayan masum diplomatlarını da terör belasına şehit vermiştir.

O şehitlerden biri de Büyükelçiliğimiz İdari Ataşesi Dursun Aksoy’dur. Dursun Aksoy, Ermeni terör örgütü ASALA tarafından 14 Temmuz 1983 tarihinde Brüksel’de evinin yakınlarında otomobilinin içindeyken uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit edilmiştir. 3 çocuk babası olan Dursun Aksoy’u katledenler halen bulunamamıştır.

Sadece Türk diplomatı olduğu için öldürülen meslektaşlarımızın hatıralarının ebediyen yaşayacağını burada dile getirmek isterim.

Büyükelçiliğimiz mensubu, şehit diplomat Dursun Aksoy’un anısını yaşatmak üzere Brüksel’de bir anıt dikilmesi için halihazırda Belçika makamları nezdinde yoğun girişimlerde bulunmaktayız. En kısa zamanda bu girişimlerimizden bir sonuç almayı ve bir süre sonra bu anıtın açılışı için toplanmayı umuyoruz.

Sözlerime son verirken, Çanakkale’de, bağımsızlık mücadelemizde, Kıbrıs barış harekâtında ve PKK terör örgütüyle mücadelede şehit düşen Mehmetçiklerimiz ile yurtdışında görevlerini ifa ederken katledilen diplomatlarımızı bu vesileyle bir defa daha saygı ve rahmetle anıyorum.

Ruhları şad olsun.