CHP Belçika Birliği, 24 Ocak 1993 Yılında hain bir bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’yu ölümünün 27. yılında Cumhuriyet Gazetesi yazarları Sayın Prof. Dr. Emre Kongar ve TBMM’de CHP 24-25-26. Dönem Izmir Milletvekili, Gazeteci-Yazar Sayın Mustafa Balbay ile andı.
1 Şubat Cumartesi günü CHP Belçika Birliği Ofisinde gerçekleştirilen etkinliği Zeynep Uludüz sunarken, gösterilen videolarla Uğur Mumcu’nun hayatından çeşitli bölümler ve yorumlar aktarıldı.
Ardından Cumhuriyet Gazetesi Yazarları Prof. Dr. Emre Kongar, Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay ve CHP Belçika Birlik Başkanı Derya Bulduk ile yapılan paneli ise yine Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Erdinç Utku yönetti. Belçika’nın çeşitli kentlerinden, Fransa ve Hollanda’dan gelen 200’den fazla katılımcı CHP BB lokalin, tıklım tıklım doldurdu.
Kongar ve Balbay, Uğur Mumcu’nun gazeteciliği çerçevesinde bir dönem Türkiye’sinde aydınların katledilme sürecine de ışık tuttular.
Kongar “Emperyalizm, demokrasiyi yaşatmamak için cinayetler işler”
Prof. Dr. Emre Kongar, bu anlamda “Türkiye’nin yakın tarihindeki iki ayrı cinayet dalgasının Türkiye’nin 1961 Anayasası’nı yok etmek için emperyalistler ve sağ politikacılar tarafından kışkırtılan bir ortamda gerçekleştirildiğini” anlattı. Uğur Mumcu suikastının ise “1980 Evren-Özal İktidarı sonrasındaki “Demokratikleşme” eğilimlerine karşı sahneye konulan ve Prof. Muammer Aksoy cinayeti ile başlayan ikinci dalganın çok önemli bir parçası olduğun” belirtti.
“Mumcu, Atatürk ile sosyalizm arasındaki köprüyü kurmuş bir yazardı”
Prof. Dr. Emre Kongar, “Uğur Mumcu, Atatürkçülük ile Sosyalizm arasındaki ilişkiyi kurmuş, bu iki tarihsel akımın birbiri ile olan köprüsünü oluşturmuş bir düşünür ve bir yazardı. Her ülkede sosyal demokrasinin gelişimi farklıdır. Türkiye’de Sosyal Demokrasi
Atatürkçülükten gelir. Çünkü Türkiye’de Atatürk anti- emperyalizmi topluma bir savaşla anlatmış, o savaşı kazanarak toplumu uygarlaştırmış ve önünü her türlü sol düşünceye açmış, sadece bir devlet adamı, komutan, devrimci değil bir siyasal düşünürdü aynı zamanda. Avrupa’nın üç yüz yıl süren devrimini Atatürk, Türkiye’de 15 yıla sığdırmıştır. İşte Uğur Mumcu, o Atatürk’le o solu birleştiren ve fırsat eşitliği, uygarlık, laiklik ve demokrasiyi üst üste koyabilen bir düşünür ve yazardır” dedi.
“Uğur Mumcu 41 yıl önce Türkiye’yi kurtaracak reçeteyi bulmuştu”
Kongar , ayrıca “bugün benim savunduğum CHP’nin Türkiye’nin kurtuluş reçetesi olarak ortaya koyduğu Adalet ve demokrasi çizgilerinde ittifak meselesini benim 1979 yılında yaptığım televizyon programında 41 yıl önce anlattı. Uğur Mumcu, sadece geçmişte Türkiye’nin önündeki tehlikelere işaret eden adam değil, Türkiye’nin geleceğini kurtaracak olan reçeteyi koyarak anlamıştı. İşte Uğur Mumcu Budur” diye konuştu.
Balbay “Kendisi gibi düşünmeyenlere de fırsat veren bir gazeteci idi”
24, 25 ve 26. Dönem Milletvekilliği de yapmış olan Gazeteci Yazar Mustafa Balbay ise “Uğur Mumcu, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk’e, Cumhuriyet devrimlerine, Cumhuriyet değerlerine hayatını adamış bir kişiydi. Bu özelliklerini militanca savunurken; kendisi gibi düşünmeyenlere de saygı duyan, onları eleştireceği zaman en acımasız şekilde eleştiren, ama onun da düşüncesini söylemesi için ona hem fırsat veren hem de hakkını savunan bir insandı. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra 141-142. maddelerden mahkûm olmuş solcuların Ecevit Hükümeti tarafından affedilmeleri gündeme geldiğinde, 163. maddeden mahkûm olan dincilerin de affedilmeleri gerektiğini Mumcu savunmuştu” dedi.
“Ödünsüz bir şekilde gerçeğin peşinden koşardı”
Uğur Mumcu’nun bir başka özelliği ödünsüz bir şekilde bıkmadan usanmadan gerçeğin peşinden koşmasıydı. 12 Eylül hemen öncesi Türkiye’de sağ örgütlere ve sol örgütlere aynı silah kaçakçılarının silah sağladığını ortaya çıkarmıştır. Bu bilgileri pek çok devlet kurumu, devlet görevlisi, devletin kilit noktalarında görev yapan insanlar bu bilgileri birleştirmeye ya cesaret edememiş, ya da stratejik olarak becerememiştir. Uğur Mumcu bu haberleri yaparken öylesine güven veren, bu ülkenin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmasını isteyen bir insandı ki bu duruşuyla en ağır suçlular bile kendisini ona anlatmak isterdi” diye konuştu.
“Medya gücü yok, güçlerin medyası var”
Balbay, son olarak “artık medya gücü diye bir şeyin kalmadığını ancak güçlerin medyası olduğunu” söylerken, “ sizi temsil eden medyanıza sahip çıkın” mesajı verdi.
Derya Bulduk” Mumcu gibi değerlerimizi unutmamak ve unutturmamak önemli”
CHP Belçika Birlik Başkanı Derya Bulduk ise yaptığı konuşmada, Sayın Kongar ve Sayın Mumcu’ya teşekkür ederek, Mumcu öldürüldüğünde, Belçika’da yaşayan henüz ergenliğe yeni girmiş bir genç kız olarak hissettiklerini anlatırken, ne büyük bir korku yaşadıklarını anlattı. Bulduk, Mumcu Cinayet davasının, 3 Yıl sonra Zaman aşımına uğrayacak olduğunu, ve bu tür davaların asla unutulmaması ve mutlaka takipçisi olunması gerektiğine vurgu yaptı. Merhum Bahriye Üçok, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Gaffar Okkan ve Ahmet Taner Kışlalı gibi Cinayete kurban gidenlerin isimlerini zikrederek, her birinin ortak paydasının Cumhuriyet ve Atatürkçülük olduğunu hatırlatarak; Mumcu ve onun gibi inandıkları değerler ve düşünceleri uğruna öldürülen aydınlarımızı unutmamanın öneminin altını çizdi.
Etkinlikten son derece memnun kalan katılımcılar ise soruları ile Mumcu’nun öldürülmesinin ardındaki gerçekleri, Türkiye’nin gündemindeki konuların detaylarını öğrenirken, Avrupalı Türklerin sorunlarına dair düşüncelerini de paylaştılar.
“Balbay ve Kongar satılan kitaplarının gelirlerini bağışladılar”
Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay beraberinde getirdiği 50 kitabının gelirinin tümünü CHP Belçika Birliğine bağışladı. Aynı şekilde. etkinlikte Prof. Dr. Emre Kongar iki kitabını açık artırma ile satarken bunlardan birinin gelirini CHP Belçika Birliği’ne diğerininkini ise Tele 1’e bağışladı. Yapılan önemli bağışlardan dolayı Başkan Derya Bulduk, her iki konuğa desteklerinden dolayı teşekkür ederken; Yazarların kitaplarını, imzalaması ve fotoğraf çekimleri ile etkinlik sona erdi.
