Dün Belemtürk’te yayınlanan ” Her iki tarafa eşit mesafede olana 15 temmuz plaketi” köşe yazımıza yorum yazan sayın T.C.Brüksel Basın Müşaviri Veysel Filiz, tehditkar yorumuyla, Belemtürk Genel Yayın Yönetmeni Cihan Çöl’ü ve BTMB Başkanı Hüseyin Dönmez’i hedef alan farklı imalar yaratacak cümleler kurarak, kabul edilemez paylaşım yapmıştır.
Sayın, T.C.Brüksel Basın Müşaviri Veysel Filiz’in ” Her iki tarafa eşit mesafede olana 15 temmuz plaketi” köşe yazımıza yaptığı yorum.
Veysel Filiz : Cihan bey, bizim plaketi sorgulamanızı not ediyorum. Kim nerde duruyor biz gözden kaçırmıyoruz. Kimin FETÖ ile ilgili ne düşündüğünü de biliyorum. FETÖ üyeleriyle Donmez Huseyin bey ile program yaptığınızı da biliyoruz. Bir siyasetçiyi hedef almış olabilirsiniz ancak bunu yaparken Belçika’daki Türk toplumuyla alay etmemek gerek.
İŞTE BU YORUMA CEVABIMIZ
Olmadı… Sayın Müşavirim Olmadı…
Veysel Bey,Yolumuz memleket yolu, çizgimiz Türkiye, duruşumuzda devletimizin yanıdır. Basının en başında birisi olarak bu tehditkar yorumunuzu şiddetle kınıyorum. Benim sizde telefon numaram var, Her neyse çok da önemli değil. Buraya yorum yazmışsanız banada cevap hakkı doğmuştur.
Kimin FETÖ ile ilgili ne düşündüğünü biliyorum derken, beni ve Hüseyin Dönmez’i hedef göstererek, darbe girişimi öncesi Belemtürk canlı yayını programına atıfta bulunarak bizleri FETÖCÜ sandalyesine koymaya çalışmanız ve bu yönde algı yaratmaya çalışmanız birilerine kalkan olmak istemenizden öteye geçemez. Henüz daha 15 temmuz yaşanmamışken Zaman gazetecisi Salih Karaca’nın yüzüne Fethullah Gülen cemaatinin, terör örgütü PKK’dan daha tehlikeli bir örgüt olduğu bu programda anlatılmıştır. Hal böyleyken bu yüksek öngörüyü ortaya koyan bana ve BTMB Başkanı Hüseyin Dönmez hakkında farklı imalar yaratacak bir cümleyi kurmak vicdansızlık değilmidir? Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Basın Müşaviri olarak bu cümleleri nasıl kurabildiğinizi büyük bir şaşkınlıkla izliyorum.
Veysel bey, darbe girişimi öncesi canlı yayına aldığımız kişiyle tıpkı bizler gibi sizde bir çok yapılan toplantılarda ve davetlerde yan yana geldiniz, oturdunuz ve muhabbet ettiniz. Basının en tepesindeki birisi olarak bizi sanık saldalyesine koyduğunuz yerde, darbe girişimi öncesi yan yana geldiğiniz, oturduğunuz ve konuştuğunuz aynı kişiyle ilgili, sizi o sandalyeye oturtmak doğru olurmu? Biz bu saygısızlığı kesinle yapmayız, yaptırmayız ve yapmadık.
Belçika’da Türk vatandaşlarının oylarını alarak Belçika meclisinde kendine yer bulan bir Türk siyasetçisinin, Belçika televizyonunda söylediği sözler ortadayken, konuşmalarını değiştirmeden ve çarpıtmadan Türkçe’ye çevirerek yaptığımız haber, bir gazetecilik örneği ve görevi değilmidir? Ben 15 temmuz darbesi gerçekleşmeden önce, Salih Karaca’yı canlı yayına aldım diye, Hüseyin Dönmez’le birlikte FETÖCÜ olduğumuz algısına maruz kalırken, BURAYA DİKKATİNİZİ ÇEKERİM darbe sonrası Zaman gazetesi editörü Mete Öztürk ile Belçika televizyonunda yan yana gelen milletvekilini masum göstermeye ve koruma kalkanı altına almaya çalışmanız bir çelişki değilmidir? Darbe girişimi sonrası Türkiye’den döndükten sonra, Belçika Türk basın mensuplarıyla Brüksel’de bir araya geldiğimiz toplantıda bu milletvekilinin Belçika televizyonunda bizimde Türkçe olarak çevirisini yapıp yayınladığımız haberi şaşkınlıkla ve üzüntüyle karşıladığınızı söyleyerek, milletvekilinin bu konuşmalarını ayıplamadınızmı? Bu vekilin yaptığının kabul edilemez olduğunu söylemedinizmi?
Peki bu sözleri söylediğiniz milletvekiline plaket verilmesi toplantıda konuştuklarınızla çelişmiyormu? Bunu nasıl izah edebilirsiniz? T.C. Basın Müşaviri olarak, bu milletvekili için beni susturma çabası için tehdit etmeniz doğrumudur. Fötöcü olarak ima ettiğiniz gazeteci Cihan Çöl, yazılarından dolayı FETÖ’cüler tarafından 2 defa mahkemeye verilmiştir. İki mahkeme dosyası Belçika’da hala devam eden tek gazetecidir Cihan Çöl. Hüseyin Dönmez sizi bilgilendirdiği halde, arayıp geçmiş olsun bile demeye luzum görmediniz.. Benim bu tehditlere harcayacak zamanım yok. Elinizden ne geliyora ardınıza bırakmayın lütfen.
