Bazen o kadar çok küçük şeylere takılıp kaldığımızı fark ediyorum. Elimizde mi? degilmi? kafaya taktıklarımız tartışılır.
Değmeyen şeyler için kırılıyoruz, üzülüyoruz, küsüyoruz. Yıllarca yanlış anlaşılmanın mağduru olarak yaşıyoruz ve her yeni durumu yaşanmışlıklara ayna tutarak degerlendiriyoruz.
Anlaşılmak için kaç takla atıyoruz, yada yanlış anlaşılmamak için saatlerce dil dökmelerimizi mi desem. Halbuki hepimiz biliyoruz ki, karşımızdaki bizi kendi bildiği gibi anlıyor. Aynı dili konuşmak, aynı şeyi anlamak anlamına gelmiyor. Birbirimizi anlamak için dil bile gerekmiyor yeri geldiğinde.
Bu, kendimizi kandırmaca olan durumlardan biri. Anlaşılmak isteme duygusunun dürtüsü, belkide kelimesiz anladı diye bizi yanıltıyor. O an ona ihtiyacımız olduğundan.
Geçmişte yaşamalarımız, geçmişi yaşarken buğünü unutmalarımız bir ayrı günlük, ayrı yaşadığımız sorunlarımızdan. Dün de yaşarken, yarını olsun düşünürken, bugünü fark etmeden elden uçuruyoruz aslında.
Birde dünya etrafımızda dönüyor duygusuna kapıldığımız zamanlarımız vardır ve yaşadıklarımızın suçlusu birde kaderimiz var. Birşeyler yolunda gittiğinde ben yaptım, başardım düşüncelerimiz. İstediğimiz gibi gitmezse kaderin oyunu olur birden bire.
Sonunda dünya biz olmadanda döndüğünü fark edince ortaya “Çifte Telli” şiirim çıkar.
ÇİFTE TELLİ
ASLINDA
HİÇBİRŞEYİ ZORLAMAMALI
HİÇ KİMSEYE KIRILMAMALI
ANLAYIŞLIYI OYNAMAMALI
ANLAŞILMAYI BEKLEMEMELİ
BAZEN
KOPARMALI BİRŞEYLERİ
KENDİ HALİNE BIRAKMALI
DÖNÜP BAKMADAN GİTMELİ
BİR DAHADA DÜŞÜNMEMELİ
ZATEN
DÜNYA DEDİĞİN DÖNMELİ
HAYAT DESEN BESBELLİ
KADER OYNAR ÇİFTE TELLİ
DAHA BAŞKA NE DEMELİ
NERKİZ ŞAHİN