15 Haziran Senin Doğum Günün
Eskiden o gün hazırlıklar yapılırdı.
Sürprizler düşünülürdü.
Pasta alınır ve itinayla saklanırdı.
Küçük ellerin yaptıkları hediyeler türerdi evin dört bir yanında.
Yarış içinde geçerdi.
Ben senden çok seviyorum yarışıydı.
Benim hediyem daha güzel oldu yarışı.
Bense genelde hediye almazdım sana.
Bilirdim sen öyle şeylere çok takılmazdın.
Bir gülücüğün bile sana hediye değerinde olduğunu bilirdim.
Yılların verdiği bir güvence ve bilinciydi, o yüzden hediye almazdım.
En önemlisi de, hiç bir hediye senin özelliğini yansıtamıyordu zaten.
Belki de o yüzden hediye almıyordum.
Senin kendin zaten bize en büyük hediye oluşun, alacağım her hediyenin belini baştan kırıyordu.
O yüzden arayışa bile çıkmıyordum.
Sadece o gün daha özel olsun diye çabalıyordum.
O günü daha bir kalıcı kılacak şeyler arıyordum.
Daha özel derken..
Zaten her gün bir ayrı güzel ve özel olduğundan bu çokta kolay değildi.
Ama en çok güvendiğim nokta.
Gün nasıl geçerse geçsin, sen zaten mutlu olacaktın.
Her yıl olduğu gibi doğum günün olduğunu bile hatırlamıyacaktın ve hatırlatmamız bile sürpriz olacaktı.
Minik bir aile tiyatrosuna karar vermiştik.
Roller günlerdir paylaşılmıştı ve eksiksiz ezberlenmişti.
Eksiksiz ama her gün artış vardı kelimelerde.
Çünkü ne kadarda anlatsak sana olan sevgimizi, kelimeler yetersizdi hep.
15 haziran günü gelmiş çatmıştı. Yıl 2004.
Tiyatromuzun perdesi duvarlara çivilerle tuturdugumuz desenli battaniyemizdi.
Çalıştığımız özel oyunumuzu birçok hata ile oynamıştık.
Ama çok eylenmiştik.
Oyunumuzun tek seyircisi olan sen, bir anda başrol de bulmuştun kendini.
Pastamızın üzerinde tam 36 tane mum vardı.
Doğduğundan bu güne, her geçmiş yıl için bir tane mum eklemiştik pastamıza. Tiyatro oyunumuzun son sahnesi pasta kısmıydı. Seni de kendi kurduğumuz sahnemize almıştık.
Mumları senden çok o minik nefesler söndürmüştü.
Sürprizin çok hoş olduğunu ve her yıl nasıl da yeni fikir üretebildiğinizi merak ettiğini söylemiştin.
Seneyi merakla bekliyorum demiştin.
Yine hangi harikaları yaratacaksınız.
Yıl 2005 olmuştu, yine haziran’ın onbeşi.
Bizde bir sessizlik, hüzün burukluk. Ne mum var ne pasta, nede düşünülmüş bir özellik.
Sadece bir boşluk var.
İçimizde açılmış derin yara.
Eskilere dair bir kaç hatıra.
Doğum günün kutlu olsun hayatım.
Sen benden gittin ama ben hep sendeyim.
Nerkiz
Acılar içinde taşıyor kalbim
Boncuk boncuk gözyaşım
Kuru gözlerden akamayan
Birşey görmeyen gözlerden
Görünmez boncuk yaşlarım
Boynuma dolanmış saklarım
İsterdim zamanı durdurmak
O mukemmel anda kalmak
Benim olduğun zamanda.
Nerkiz Şahin