AYRIMCILIK VE EĞİTİM İLİŞKİSİ
Belemtürk ailesi büyümeye devam ediyor. Belçika’nın gelecek vaad eden isimlerinden ”Siyaset Bilimci” Burak NALLI, bugünden itibaren ilk köşe yazısıyla okuyucularına merhaba dedi. İşte Belemtürk’ün ”Siyaset Bilimci” köşe yazarı NALLI’nın ilk yazı dizisi.
AYRIMCILIK VE EĞİTİMİN İLİŞKİSİ
Bundan aşağı yukarı üç ay öncesiydi. Belçika’nın Vlaams Belang isimli Flaman ırkçı partisine mensup yabancı düşmanı milletvekili Filip Dewinter eline Kuran-i Kerim’i almış devletin federal Parlamentosu’nda Müslümanların kutsal kitabına hakaretler yağdırıyordu. “Bütün kötülüklerin kaynağı Kuran-i Kerim’dir” diye bağırıyordu. Bunu yaparken diğer bütün siyasi partiler haklı olarak tepki gösteriyorlardı. Tabi bizim gözlerimiz sıralara çevrilmişti. Heyecanla hangi milletvekilinin nasıl cevap vereceğini bekliyorduk. Konuyla ilgili en yetkili isim olan İçişleri Bakanı Jan Jambon Dewinter’e gereken cevabı çok net ve sert bir şekilde vermiş ve bir gün sonra bu konu unutulmuştu.
Bu olayı neden gündeme getirdim? Çünkü bugünlerde Belçika’nın göç tarihinde hiç olmadığı kadar yabancı kökenli insanların toplum içindeki yeri ve konumları tartışılır hale gelmiştir. Yabancı kökenli insanların emlak ve iş pazarında maruz kaldığı ayrımcılık son haftalarda kamuoyunu meşgul eden yegâne konu haline gelmiştir. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi N-VA isimli Flaman milliyetçi partisinin son on yılda yapmış olduğu çıkışla, on yıllardır siyasi arenadaki alışılagelmiş aritmetiği ve güç dengesini altüst ederek ülkenin en büyük partisi haline gelmesidir. Bu yükselişin arkasında parti liderinin stratejik kararları kadar halka sunmuş olduğu aşırı sert iltica ve göç politikası ve entegrasyona vermiş olduğu anlam yatmaktadır. Zira bu konu özellikle Belçika’nın Flaman bölgesinde çok hassastır. Bir önceki hükûmette iltica ve göç bakanlığı yapmış olan Maggie De Block isimli liberal bakan uygulamış olduğu sert göç ve iltica politikaları sayesinde Flaman seçmenden rekor sayıda tercihli oy almıştır. Siyasi partiler ve siyasetçiler biraz da popülist davranarak bu tür politikalar sayesinde oy kazanabildiklerini net bir şekilde keşfetmişlerdir. Bu nedenle bu konu ve beraberindeki yabancı kökenli insanların Belçika toplumundaki yeri, önemi ve katma değeri önümüzdeki yıllarda da bizi birçok kez meşgul edecektir. Bütün beklentiler önümüzdeki yıllarda bu tür politikaların daha da sertleşeceği ve ırkçıların kamuoyunu kutuplaştıracağı yönündedir.
Yabancı kökenli insanların ve onların genç kuşaklarının toplum içinde kendilerine yer edinmesi bütün toplumlar ve ülkelerde sancılı geçmiştir ve beraberinde birçok sorun ile karşılaşılmıştır. Ama bu sancıları ve sorunları asgariye düşürmenin de belli başlı yöntemleri vardır. Bu yüzden özellikle yabancı kökenli insanların bu tür popülist siyasetçilere mahal bırakmamak adına bir sonraki kuşağın doğru yetişmesine muazzam bir şekilde önem vermesi gerekmektedir. Bunun en önemli ve etkili yöntemi “eğitimdir”. Eğitime verilen önemin katlanarak artması gerekmektedir. Bütün araştırmalara göre yabancı kökenli ailelerin çocukları maalesef ortalamanın fevkalade altında başarı göstermektedirler. Eğer yabancı kökenli insanlar Belçika’ya göç ettiği günden itibaren eğitime gerekli önemi verebilmiş olsalardı ve genç kuşaklar demokratik şekilde dernekleşip sivil toplumun parçası olabilselerdi bugün ırkçı bir milletvekili belki de parlamentoda Kuran-i Kerim’e hakaret edemeyecekti.
BURAK NALLI
SİYASET BİLİMCİ
